Blog

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)

Avrupa Birliği açısından iklim değişikliği ile mücadele her zaman önemli bir yere sahiptir. Bu çerçevede de en az pandeminin dünyadaki etkilerini bertaraf etmek kadar önemli çalışmalar yapılmaktadır. Son yıllarda AB iklim değişikliği çalışmaları içerisinde en güncel çalışmalar arasında da Avrupa Yeşil Mutabakatı bulunmaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) Nedir?

Avrupa Birliği iklim değişiklikleri ile mücadele planı kapsamında 2050 yılına kadar yapılacak çalışmalar ile ilk karbon nötr kıtası olma hedefine sahiptir. Bu anlamda da Avrupa Yeşil Mutabakatı sayesinde uluslararası ticari faaliyetler sonucu ortaya çıkan karbon emisyonlarını düşürmek için birçok düzenleme yapılmıştır. Karbon vergisi gibi düzenlemeler sayesinde de farklı küresel sera gazı emisyon azaltma çalışmaları ticari paydaşlar ile paylaşılmaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Kapsamında Neler Bulunmaktadır?

Özenli ve geniş bir şekilde hazırlanmış olan Avrupa Yeşil Mutabakatı temel olarak 7 strateji ile belirlenmiş kapsamlara sahiptir. Daha net ve açık bir şekilde anlaşılması için de bu kapsamlar ayrı ayrı incelenebilir.

  • Biyoçeşitlilik ilk kapsam olmak ile birlikte günümüzde gayet hassas bir noktada denge oluşturmuş ekosistemin korunması açısından gereken tüm önlemleri almak bulunmaktadır.
  • Tarladan sofraya kapsamı ikinci adım olmak ile birlikte tüketici ve üretici için sürdürülebilir tarım yöntemleri oluşturmak yer almaktadır.
  • Temiz enerji kapsamında dünyanın fosil enerji kaynaklarına olan ihtiyacını olabildiğince azaltmak ve bu sayede karbon emisyonu oluşturmayan doğal enerji kaynakları olarak bilinen güneş, dalga rüzgar gibi kaynaklara geçiş yapmak bulunmaktadır.
  • Sürdürülebilir sanayi kapsamında sürdürülebilir ve çevre dostu bir üretim için destek vermek ve yol açmak bulunmaktadır.
  • İnşaat ve renovasyon bir sonraki kapsam olurken, daha sürdürülebilir bir inşaat sektörü elde edilmeye çalışılmaktadır. Sektörün faaliyetleri kaynaklı şekilde ortaya çıkan karbon emisyonunun azaltılması hedeflenmektedir.
  • Sürdürülebilir hareket farklı bir kapsam olurken, çevre ile dost ve en düşük seviyede karbon emisyonu oluşturan ulaşım araçlarının kullanılmasını desteklemek yer almaktadır.
  • Kirliliğin ortadan kaldırılması ise bu konuda son kapsam olurken, amaç hava, su ve toprağın kirliliğinin hızlı ve geçerli bir şekilde kaldırılması açısından gereken tüm önlemlerin alınması yer almaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakatının Önemi Nedir?

Günümüzde AB ülkelerinde karbon emisyonuna karşılık Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi bir ton başına karbon emisyonunda 80€ vergi ödeme gibi bir düzenleme bulunmaktadır. Bunu yanında iklim değişikliği düzenlemeleri kapsamında daha hafif yaptırımların bulunduğu ülkelerde ve firmalarda Avrupa Birliği’ne ihracat gerçekleştirilirken, karbon içeriğinin göz önünde bulundurularak karbon vergisi uygulaması yapılması talep edilmektedir.

Böyle bir uygulamanın yapılması rekabet avantajına yeniden bir şekil verecek olmakla birlikte Türkiye gibi Avrupa Birliği ülkelerine ihracat gerçekleştiren ülkelere de önemli bir etki sağlayacaktır. Çünkü sistem dahilinde emisyon oranı düşük ülkelerin vergiden muaf olması veya çok düşük vergiler ile Avrupa Birliği ülkeleri ile ticaret yapması mümkün olacak. Fakat Türkiye ve Çin gibi yüksek emisyon değerleri sağlayan ülkeler için ek karbon maliyetleri ile karşılaşma durumu ortaya çıkacak.

Tüm bu noktaların yanında süreç dahilinde Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde sürdürülebilirlik ve Paris Antlaşması hükümleri bulunması da Türkiye açısından gayet kritik mali ve ticari yansımalar ortaya çıkarabilir.

Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndan Hangi Sektörler Daha Fazla Etkilenecek?

Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bulunan Sınırda Karbon Düzenlemesi nedeniyle Avrupa birliği ile ihracat gerçekleştiren her sektör etki altında kalacaktır. Fakat özellikle Türkiye açısından düşünüldüğünde;

  • Çimento ve yapı sektörü karbon emisyonu en yüksek sektör olarak, en yüksek mali yükümlülüklere katlanmak zorunda kalacaktır.
  • Perakende sektörü açısından bakılırsa, bu sektörde üretim, lojistik, dağıtım ve ulaşım gibi farklı aşamalar yer alırken, bu aşamaların her birinde de karbondioksit emisyonları bulunmaktadır.
  • Tekstil sektörü sıralamanın üçüncü noktasında yer alırken, Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında en yüksek ihracat ilişkisi bulunan sektörlerden de birisidir. Ancak bu sektörde üretim aşamasında elektrik çok yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu nedenle yüksek karbon emisyonu ortaya çıkmaktadır.
  • Tarım ve gıda sektörleri açısından bakıldığında da mutabakat içerisinde bulunan tarladan sofraya stratejisi direkt olarak tarım ve gıda sektörü ile bağlantılı olacaktır.
  • Sanayi sektörü de sera gazı salımı açısından çok yüksek sonuçlar ortaya çıkaran bir sektördür. Bu sektörde de büyük bir çevreci, döngüsel ve dijital dönüşüm gerçekleştirilmesi gerekecektir.
  • Son sırada ise enerji sektörü yer alırken, Türkiye’de sera gazı emisyonu açısından %72,8 sorumluluğu bulunması, büyük bir reform gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Bu çerçevede fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerjiye ve temiz enerjiye geçmesi gibi bir gereklilik yer alacaktır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Zorunluluğu Ne Zaman Başlayacak?

Avrupa Yeşil Mutabakatı için ilk sunum 2019 yılına gerçekleştirilirken, strateji çalışmaları 2020 yılı itibariyle kademeli bir şekilde başlatılmıştır. Avrupa Birliği çalışma çizelgesine bakıldığında Sınırda Karbon Düzenlemesi açısından uygulanma tarihi ve yöntemleri 2023 yılı itibariyle başlayacak şekilde bir bilgilendirme bulunmaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Hazırlığı İçin Neler Yapabilirsiniz?

Türkiye’de birçok farklı sektörde firmaların AB ülkeleri ile ticarette rekabete dayanabilmeleri için hızlı bir şekilde gelişim elde etmeleri gerekmektedir. Bu çerçevede Avrupa Yeşil Mutabakatı ve dolaylı yoldan gelen Sınırda Karbon Düzenlemesi çerçevesinde de karbon emisyonları en ön planda bulunmaktadır. Bu konuda hazırlık gerçekleştirebilmek ve rekabet içerisinde güçlü bir şekilde yer alabilmek için

  • Karbon ayak izi hesabı gerçekleştirilerek, öncelikle kurumsal karbon izi ve ilerleyen süreçlerde de ürün karbon izi değerleri üzerinde durmak gerekecektir. Bu değerler hesaplanarak kurumlar sorumlu bulundukları karbon emisyonlarını sürekli takip edebilir ve iyi bir karbon yönetimi sistemi oluşturabilir.
  • Sonraki adımda ise karbon emisyon maliyetleri hesaplanmalıdır. Aslında bu noktada ülkemizde karbon emisyonları için bir ücretlendirme bulunmasa da yakın gelecekte hem Avrupa Yeşil Mutabakatı hem de farklı ulusal uluslararası uygulamalar bu çalışmaların başlayacağını göstermektedir. Önceden hazırlıklı olabilmek açısından da firmanız içerisinde etkinlikleriniz sonucu ortaya çıkan karbon emisyonları nedeniyle bir maliyet çıkarabilirsiniz. Bu noktada raporlar ile de kara mekanizmalarına destek olabilirsiniz.
  • Yine önemli bir nokta olarak karbon emisyonu stratejisi geliştirmek gerekecektir. Bu açıdan firmanın karbon maliyeti potansiyeli hesaplandıktan sonra bunu azaltmak için ve rekabet avantajı elde etmek için tedarikten üretime ulaşan noktada bir strateji belirlenmelidir. Bu sayede karbon vergisinde de önemli bir düşüş elde edilebilir.

Bu Süreçte Sizin İçin Neler Yapabiliriz?

Green Life Danışmanlık olarak karbon emisyon yönetiminde size doğru ve güncel veriler sayesinde pratik yöntemler uygulama konusunda hizmet verebiliyoruz. Karbon ayak izi yönetimi açısından birçok noktada profesyonel ekibimizle kolay bir yönetim sağlıyoruz.

Sizin için uluslararası standartlar dahilinde tüm çalışmalarınızda raporlama sağlanabilir, yeni yönetmelik ve uygulamalar çerçevesinde adımlar yerine getirilerek takip ve ticarette rekabet üstünlüğü imkanı elde edilebilir.