Karbon (CO2) Emisyonu Nedir?
Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan iklim değişikliğinden bahsedildiğinde en çok duyulan kavramlardan birisi, karbon (CO2) emisyonu olarak bilinmektedir. Bu kavram günümüzde çok sık duyulsa da aslında halen birçok kişi de anlamını tam olarak bilmemektedir.
Bir iklim değişikliği kavramı olarak karbon emisyonu yerine aslında karbon ayak izi veya sera gazı emisyonu gibi kavramların kullanılması gerekir. Bu noktada sera gazları ise güneşten dünyamıza ulaşan kızılötesi ışınları atmosfer içerisinde absorbe etmeleri ile yayılımını sağlamaları sayesinde sera gazı etkisi oluşturan gazlardır. Doğal olarak da atmosferde bu gaz bileşenleri yer alsa dahi atmosferde sera gazı seviyesi arttığında, dünya daha fazla ısınırken; bu durum insan kaynaklı faaliyetler nedeniyle oluşmaktadır. Sera etkisi güçlendiğinde de iklim değişiklikleri görülmektedir.
Bir diğer terim olan karbon ayak izi ise insan kaynaklı yani antropojenik eylemler sonrasında ortaya çıkan sera gazı emisyonunun eşdeğer bir şekilde karbondioksit türünden hesaplanması ile elde edilir. İşte bu hesaplama bağlamında da karbon emisyonu ya da karbondioksit (CO2) emisyonu gibi kavramlar ortaya çıkarken, bu kavramlar yapılan karbondioksit eşdeğer hesaplamasından dolayı dile yerleşmiştir.
Karbon Ve Emisyon Nedir?
Bu kavramları çok daha net bir şekilde anlayabilmek için aslında öncelikle karbon ve emisyon kavramlarını daha açıkça incelemek gerekir. İlk olarak karbon elementine bakmamız gerekirse, dünyanın şu an içinde bulunduğu bütün bu hali oluşturan temel elementlerden biri olan karbon, yiyeceklerde, havada, su içerisinde veya insanın vücudunda temel olarak yer alır.
Karbon kelimesinin çıkış noktasına bakıldığında, kimyasal bir element olarak sembolü C şeklinde anılan bu element, adını kömür anlamına da gelen Latince “Carbo” kelimesi sayesinde elde etmiştir. Dünya genelinde atmosferdeki havadan, yediğiniz gıdalara ve vücudumuzdaki organlara kadar her noktada temel bir yapı taşı olarak yer alır.
Karbon elementinin yaşam için önemli olması ise bu elementin değişen uzunluklar ile birçok farklı noktada bağ kurma yeteneğinin bulunmasından kaynaklanır. Elementler arasında benzersiz bir bağ yeteneğine sahip olarak, bugün fosil yakıtlarda doğadan çıkarılan hidrokarbonlarda genellikle karbon yer almaktadır.
Karbonun tarih içerisinde ilk olarak nasıl keşfedildiği henüz bilinmese de en eski kaynağının kömür olduğu bilinirken, bu formda da karbon, dünya üzerinde elektriğin yaklaşık %37 gibi bir oranı için yakıt kaynağı sağlamaktadır. Bu bilgiler ile birlikte karbonun atmosfere salınması yani karbon ayak izi konusunda da bahsettiğimiz şekilde asıl odak noktası, karbonun karbondioksit bileşimi içerisinde yer almasıdır.
Başlığımızın ikinci kavramı yani emisyon üzerinde durulması gerekirse, bu kavram bir maddenin sahip olduğu yüzeyin radyasyon ile temas etmesi sonucunda çevresine zarar verebilecek şekilde gaz, sıvı veya katı atık yayması kabiliyetidir. Dünyada ısınmaya neden olan sera gazları çerçevesinde de gaz olarak en büyük pay karbondioksit gazına aittir. Çünkü karbondioksit güneşten gelen kızılötesi ışınları atmosfer içerisinde doğal ve insani nedenler ile emdikten sonra daha fazla yayar ve sera etkisi ortaya çıkar.
Aslında dünyanın ısınmasında karbondioksit dışında farklı gazlar da birer faktör oluşturmaktadır. Özellikle sera gazı emisyonu dahilinde en büyük payı %74,4 ile Karbondioksit(CO2) oluştururken, %17,3 ile de Metan gazı paya sahiptir. Bunların yanında Nitröz oksit, Hidroflorokarbonlar, Nitrojen Trifluorid(NF3), Kükürt hekzaflorür gibi bileşimler yer alır. NF3, LCD paneller ve solar panellerin yapımı için kullanılmaktadır.
Dünya genelinde sera gazı emisyonunda artışın genel sebeplerine bakıldığında ise
- İnsan ve canlıların solunumları
- Arazi elde etmek için ormansızlaştırma çalışmalarının %9 payı
- Doğal faktörler
- %87 oranında fosil yakıt kullanımı
- Doğadaki ayrışma ve çözünme aşamaları
- Antropojenik yani insani sebepler
- Çimento üretimi gibi birçok sanayi süreçlerinin %4 payı
- Okyanus salımları faktörleri yer almaktadır.
Karbon Emisyonunun Önemi Nedir?
Karbondioksit denildiğinde akla öncelikle bir sera gazı olduğu gelmelidir. Çünkü atmosferde bulunan karbondioksit güneşten gelen kızılötesi ışınların dünyada kalmasını sağlar ve bu durum dünyayı yaşanabilir kılan önemli bir detaydır. Aslında temel olarak da dünyanın buzul bir küre olmasını engelleyen sera gazlarıdır. Çünkü bilim adamlarının ifade ettiği üzere dünyada sera etkisi olmadığında, ortalama sıcaklık 14 santigrat dereceden -18 santigrat dereceye kadar düşebilir.
Ormansızlaştırma, endüstriyel süreçler, fosil yakıt kullanımı veya arazilerin yanlış kullanımı gibi birçok faktör hatta insan etkinlikleri atmosferde daha fazla sera gazı birikimine neden olmaktadır. Bu hızlı birikim sonucunda doğal sera etkisi daha fazla artarken, yerkürede de ortalama yüzey sıcaklığı artış göstermekte ve iklim değişiklikleri ortaya çıkmaktadır. İşte buna karşı olarak da dünya genelinde insanların Karbon ayak izi hesaplaması yaparak bunu azaltması gerekmektedir.
Karbon Ayak İzi Hesabı Nasıl Gerçekleştirilir?
Sera gazları için karbondioksit eş değeri hesabı gerçekleştirilmesi için üretilen sera gazı kütleleri ile birlikte küresel ısınmaya etki potansiyeli (GWP) oranlarının birbirleriyle çarpılması gerekir. GWP değerini belirlenmesinde de referans olarak IPCC tarafından yayınlanan “6th Assessment Report” göz önünde bulundurulur.
GWP yani küresel ısınma potansiyeli; atmosferde bulunan herhangi bir sera gazının gerçekleştirdiği ısı emiliminin aynı kütle oranındaki karbondioksit tarafından yapılan ısı emilimine karşı oran cinsinden yazılması işlemdir. CO2 yani karbondioksit için GWP oranı 1 olarak alınır. Diğer gazlar açısından bakıldığında da bu durum gaza veya zaman aralığına bağlı olarak değişebilir.
Sera Gazı Salımında Sektörlere Göre Değişen Oranlar
Farklı sektörler arasında bir inceleme yapıldığında sera gazı salın oranları açısından özellikle elektrik ve ısı üretimi sektörleri çok büyük bir paya sahiptir. Hemen sonrasında da taşımacılığa ait sektörlerin yüksek bir oran ortaya koyduğu görülebilir.
Karbon Ayak İzi Ve Türleri Nedir?
Karbon ayak izi yaşamsal döngü sonucunda ortaya çıkan bir değer olarak, insan veya kuruluşların faaliyetleri sonrasında ortaya çıkan sera gazı emisyonlarının dünyadaki global ısınma üstünde oluşturduğu etkinin karbondioksit bağlamında hesabının yapılmasıdır. Bu hesaplamada karbon ayak izi birincil yani doğrudan emisyonlar ve ikincil yani dolaylı emisyonlar olarak ikiye ayrılır. Bu çerçevede de insani faaliyetlerin çevreye etkisini tam olarak anlayabilmek ve emisyon hesabını daha kolay yapabilmek için bireyler ve kurumlar için hesaplamalar farklı bir yere sahiptir. Karbon ayak izi ayrımında;
- Doğrudan etkili birincil emisyonlar; doğrudan fosil yakıtların yanması ile gerçekleşen konut elektrik üretimi ve ulaşım gibi eylemler sonucunda ortaya çıkan emisyonlardır.
- Dolaylı etkili ikincil emisyonlar ise imalattan bozulmaya kadar geçen süreçte tüketilen ürünlerin bu süreç içerisindeki yaşam döngüsü sonucu ortaya çıkardığı emisyonlardır.
İnsanların dünya üzerinde karbon ayak izinin azaltabilmesi için yaptığı çalışmalar ile
- Toplum daha sağlıklı bir hale getirilir,
- Daha zengin bir bitki ve hayvan çeşitliliği elde edilir,
- Küresel iklim değişikliğinin etkileri azalış gösterir,
- Küresel ekonomiye güç sağlanır.
Karbon Ayak İzinin Ülkelere Göre Oranları
Ülkelere göre karbon ayak izi olan dağılımına bakıldığında öncelikle dünya nüfus oranına sonrasında da bu nüfus oranına göre karbon ayak izi oranlarına bakmak gerekir. Listeye tam olarak bakılırsa;
- Dünya nüfusunda %19,9 oranı bulunan Çin %27,2 karbon ayak izi,
- %4,5 nüfus oranı bulunan Amerika %15,6 karbon ayak izi
- %17,5 nüfus oranı bulunan Hindistan %6,3 karbon ayak izi
- %2,0 nüfus oranı bulunan Rusya %4,6 karbon ayak izi
- %1,8 nüfus oranı bulunan Japonya %3,9 karbon ayak izi
- %1,2 nüfus oranı bulunan Almanya %2,3 karbon ayak izi
- %1,7 nüfus oranı bulunan Meksika %1,8 karbon ayak izi
- %0,7 nüfus oranı bulunan Kore Cumhuriyeti %1,7 karbon ayak izi
- %0,9 nüfus oranı bulunan İngiltere %1,7 karbon ayak izi
- %2,8 nüfus oranı bulunan Brezilya %1,5 karbon ayak izin ortaya koyarken,
- Diğer dünya ülkelerinin toplam olarak oluşturduğu %47,1 nüfus oranı karşılığında %33,4 karbon ayak izi ortaya çıkmaktadır.
Sera Gazı Emisyonları Hangi Zararlara Neden Olur? Neler Ortaya Çıkarır? Nasıl Düşürülebilir?
Karbon emisyonu olarak da adlandırılan bu kavram dolayısıyla belirtilecek şu negatif çevresel değişiklikler ortaya çıkabilir;
- Deniz seviyelerinin yükselişi açısından bugüne kadar dünya genelinde deniz seviyeleri 20-23 santimetre arasında yükseliş göstermiştir. Bunun sonucunda kıyılardaki yaşam alanları ortadan kalkarken, kontrolsüz bir yükseliş bu yok oluşun sürmesine neden olacaktır.
- Hava koşullarındaki değişim açısından fırtınalar, kuraklıklar ve sel olayları artış göstermektedir.
- Sıcaklıktaki artış oranlarına bakıldığında, atmosfer sıcaklığı sadece 1880 yılından günümüze kadar 1,2 derece gibi bir artış göstermiştir. İnsan zihni açısından bu artış çok küçük görülse de dünyada çok büyük değişikliklere neden olmaktadır.
- Okyanus buzullarının erimesi açısından da 1979 yılından bu yana Arktik Okyanusu’nda %30 buzul azalışı görülmüştür. Buzullar güneşten gelen ışınları yansıtmaları sayesinde gezegen iklimine katkı sağlarken, azalan buzullar nedeniyle birçok hayvan türü yok olmaktadır.
- Ayrıca okyanus asitlenmesi sonucunda da atmosfere ulaşması gereken karbondioksit %30 oranında emilir. Son 200 yıl içerisinde okyanuslarda pH derecesi 0,1 oranda düşerken bu durumda asidik oranda da %30 gibi bir artış ortaya çıkmıştır. Okyanus canlıları bu duruma ayak uyduramadıkları için yok olma tehlikesiyle karşılaşmaktadır.
- Tüm bunların dışında ise küresel ekonomi zarar görmekte, bitki ve hayvan çeşitliliği azalmakta ve toplumsal sağlık olumsuz etkilenmektedir.
Kişisel Karbon Emisyonunu Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?
İnsani faaliyetler dolayısıyla ortaya çıkan karbon ayak izini azaltmak için öncelikle 3 farklı kategoride eve ait izleri azaltmak, seyahatlere ait izleri azaltmak ve yaşam tarzına ait izleri azaltmak için değişen yollara başvurmak gerekir.
Evinizdeki faaliyetler dolayısıyla ortaya çıkan karbon ayak izini azaltmak açısından;
- Çamaşır yıkama işlemi soğuk suyla yapılabilir. Çünkü soğuk su kullanıldığında, yıllık 11 milyon ton oranında karbon emisyonu düşüşü görülmektedir.
- Ev aydınlatmasında ampul yerine floresan kullanılarak, %75 daha az enerji kullanılırken; buna bağlı sera gazı salımı düşürülebilir.
Seyahat aktiviteleri bağlamında karbon ayak izi düşüşü sağlamak için
- Havayolu daha az tercih edilerek %1,9 oranında sera gazı emisyon salımı düşürülebilir ve karbondioksit salınımında %2,5 artış elde edilebilir.
- İmkan olduğu sürece yürüyüş ve bisiklet tercih edilerek, arabayla ulaşım azaltıldığında da emisyon salınımı %75 düşürülebilir. Bununla birlikte hava kirliliğinde de düşüş elde edilebilir.
Yaşam tarzınız dahilinde karbon ayak izini azaltma açısından;
- Geri dönüşüme önem vererek üretimi ve taşıma enerjisini azaltmanız vasıtasıyla sera gazı salınımı oranını düşürebilirsiniz.
- Gıda tüketiminde et ve süt ürünlerini daha az tüketerek, dünya üzerinde sera gazı salınımında %14,5 gibi bir oranda ortaya çıkan etkiyi daha düşük bir rakama çekebilirsiniz. Karbon ayak izi rakamlarının hatırı sayılır derecede düşebilmesi için vejetaryen ya da vegan diyete geçiş tercih edilebilir. Ancak bu kadar büyük bir değişim hızlı bir şekilde gerçekleşmeyeceği için öncelikle örnek olarak haftada bir veya iki gün et süt ürünlerini tüketmeyerek bu düzeni elde edebilirsiniz.
- Enerji kaynağı seçimlerinde sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir kaynaklar tercih edilebilir. Yani güneş, rüzgar, dalga, jeotermal, biyokütle ve hidroelektrik gibi kaynaklar seçilebilir.
- Her alanda seçtiğiniz ürünlerde tek kullanım ürünler yerine sürdürülebilir ürünler ile atık üretimi düşürülebilir.
Kurumsal Çerçevede Karbon Ayak İzi Nasıl Düşürülebilir?
İnsani yaşam açısından yapılabilecek faaliyetler ve dikkat edilecek noktalar yanında kurumsal açıdan da karbon ayak izi düşüşü elde etmek için bazı noktalara dikkat edilebilir. Bu anlamda da
- Sürdürülebilir bir firma olmak açısından iyi bir süreç başlatarak kurumsal karbon ayak izi hesabı gerçekleştirilebilir. Öncelikle GHG Protocol ya da ISO14064-1 metotlarından biri seçilerek, bu yöntem bağlamında direkt veya dolaylı emisyon ölçümleri de hesaplama içerisine alınır.
- Seçtiğiniz metodun çerçevesinde seçilen emisyon odaklı bir şekilde yeni bir aksiyon planı hazırlanabilir.
- Eğer kurumsal olarak karbon ayak izi azaltma imkanınız bulunmuyorsa, karbon ofsetleme yöntemi sayesinde şirketin ortaya çıkardığı karbon emisyonunun başka noktada oluşması açısından engel olunabilir. Çünkü bu sayede kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkardığınız emisyonu başka bir noktada telafi edebilirsiniz.
Karbon emisyonu ile ilgili bazı önemli mevzuatlar da bulunurken, bu mevzuatlar arasında özellikle Paris Antlaşması çok önemli bir yere sahiptir. 12 Aralık 2015 tarihinde 196 ülkenin imzaladığı ve küresel ısınmayı 2 derece altında tutmaya çalışan bu anlaşma, bilhassa sanayi öncesi düzeye ulaşmaya çalışmaktadır.
Bir diğer protokole bakıldığında ise 2019 yılında imza altına alınmış olan Avrupa Yeşil Mutabakatı sayesinde 2030 yılına kadar Avrupa ülkeleri kaynaklı emisyon 1990 yılına göre %55 ve 2050’de ise 0 oranına ulaştırılmaya çalışılmaktadır.